Dağpazarı Kilisesi Nerede, Nasıl Gidilir?
Dağpazarı Kilisesi Mersin’in Mut ilçesinde yer almaktadır. 746 yılında İmparator Zenon tarafından yaptırılmıştır. Yaptırılma sebebi Zenon’un imparator olmasıdır.
Dağpazarı Kilisesi yarım kubbeli, apsisli ve üç nefli bir kilisedir. Bizans dönemine ait olan bu kilisenin bazı duvarları ve apsisi günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Kilisenin en ilgi çekici özelliği çok sayıda hayvan ve geometrik desenler ile bezeli taban mozaiğinin bulunmasıdır.
Dağpazarı kilisesi Mersin’in Mut ilçesine bağlı olan Dağpazarı Mahallesi’nde bulunmaktadır. Dağpazarı Kilisesi Mut ilçesine 35 kilometre uzaklıktadır. Özel araçlar ile kiliseye gidilmesi mümkündür.
Dağpazarı Kilisesi ve Bölge Tarihçesi
Dağpazarı, antik olarak Corapissos olarak adlandırılan bir kenttir. Kilisenin yer aldığı Kilikya bölgesinde Kilikya isminin ilk kez ne zaman kullanıldığı ve nereden geldiği hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Herodot bölgenin “Hypachoe” olarak nitelendirildiğini, Fenikeli Agenor’un oğullarından biri olan Cilix’in bu bölgeye gelip yerleştiğini ve onun isminden dolayı Kilikya olarak adlandırıldığı yazmaktadır. Günümüzde ise Kilikya isminin Asur kaynaklarında Dağlık Kilikya için kullanıldığı düşünülen “Hilakku” sözcüğünden dönüştüğü kabul edilmektedir. Ovalık Kilikya ise “Que” olarak isimlendirilmiştir.
Bu bölgenin sınırları Roma İmparatorluk dönemine kadar çeşitli görüşler ile belirtilmiştir. Herodot Kilikya’nın, güneyde Mısır ve kuzeyde Halys’e kadar uzanan fazlasıyla geniş bir bölge olduğuna işaret etmektedir. Daha sonraki zamanlarda ise bölgenin sınırlarının bu denli geniş bir alana yayılmadığı görülmüştür. Manavgat Çayı’ndan başlayarak Toros Dağları’nın güney etekleri boyunca Amanos Dağları’na kadar ulaşmaktadır. Kilikya bölgesi kendi içerisinde ikiye ayrılmaktadır. Bu iki alt bölge Ovalık ve Dağlık bölgelerdir. 395 yılından sonra bölge Roma İmparatorluğu’ndan Bizans İmparatorluğu’na geçmiştir. Ovalık ve Dağlık Kilikya’yı birbirinden ayıran sınırın adı Lamos Çayı’dır.
Dağpazarı Kilisesi, Dağpazarı köyü yerleşim yeri içerisinde yer almaktadır. 1875’te İngiliz gezgin Davis ve 1890’da Headlam ve W. Ramsay tarafından inceleme yapılarak yapıların planları hazırlanmıştır. 1957-1958 senelerinde İngiliz Arkeolog M. Gough tarafından kazı çalışmaları yapılmış ve bazilika kalıntısı, yanında vaftiz binası, kilise yapısı, sur dışında bazilika ve Bizans zamanına ait olan bir ev bulunmuştur. Bölgede geniş bir şehir öreni içerisinde kale ve erken Bizans mimari üslubunda yaklaşık olarak milattan sonra 5. yüzyıl zamanlarına ait üç nefli, yan duvarları ve apsisin büyük bölümü ayakta kalan kilise kalıntılarıyla yine aynı zamanda bulunan renkli taban mozaikleri yer almaktadır. Köyün tam içerisinde yer alan bu mozaiklerde farklı hayvan figürlerinin yanı sıra geometrik motiflerde bulunmaktadır.
